Hassa da kaç köy var ?

Hassa’da Kaç Köy Var?

Bir gün, Hassa’da yaşayan bir adam, uzun bir aradan sonra köyüne geri döndü. Zeynel, yıllardır şehirde çalışıyor, bir türlü köyüne dönüp huzur bulamıyordu. Ama bir sabah, aklına bir şey takıldı. “Hassa’da kaç köy var?” sorusu, şehri terk ederken, neredeyse kaybolan bir anı gibi aklına düştü.

O köyler… Çocukluğunun geçtiği yerler, yıllar önce kaybolan nehir kenarındaki taşlar, yoksul ama samimi sofralar. Şehirde kaybolmuş olan huzurun, Hassa’daki köylerde bulabileceğine dair bir umudu vardı. Ancak Hassa’daki köy sayısını tam olarak bilemiyordu. Yıllar geçtikçe, değişen her şeyin yanında kaybolan bir şeyler vardı, ama işte o kaybolan şeyin tam olarak ne olduğunu çözmeye çalışıyordu.

Zeynel’in içindeki bu boşluk, hem bir çözüm arayışı hem de kaybolmuş bir ilişkinin, kaybolmuş bir kimliğin arayışına dönüşmüştü. Fakat, bu soruyu düşünürken, ona bir soru daha sordu: “Bilmiyorum ama belki birisi bana gerçekten köyleri anlatabilir mi?”

Kadınların Empatik ve İlişkisel Bakışı

Hassa’da kaç köy olduğunu Zeynel, gerçekten bilmediği halde, bir kadına bu soruyu sormaya karar verdi. O kadının adı Nehir’di. Nehir, Zeynel’in yıllar önce ayrıldığı ve hiç unutamadığı köy arkadaşıydı. Nehir, küçükken her zaman köydeki bütün ilişkilerin, her köydeki insanın en iyi şekilde anlaşılmasını sağlayan, şefkatli ve empatik bir insandı. Onunla çocukluk zamanlarında, köydeki her olayı, her anıyı derinlemesine konuşmak Zeynel için büyük bir zevkti.

Zeynel, yıllar sonra köyde Nehir’i buldu. Ve bir akşam, eski taş duvarlı evlerinde, Zeynel sormadan Nehir ona sorusunun yanıtını verdi:

“Zeynel, Hassa’daki köylerin sayısı nedir diye soruyorsun. Ama bunu sormadan önce, aslında şu soruyu kendine sormalısın: ‘Bütün bu köyler, beni gerçekten tamamlar mı?’” dedi.

Zeynel, Nehir’in derin ve anlamlı bakışlarını görünce biraz duraksadı. Hani erkekler bazen çözüm ararken, derinlemesine düşünmeden bir sorunun yüzeyine odaklanır ya, Zeynel de buna kapılmıştı. Nehir’in bakışları, sorularına verdiği yanıtın sadece bir sayı olmadığını, her bir köyün farklı bir insanın, bir hikayenin ve bir hatıranın parçası olduğunu anlatıyordu.

Nehir, Zeynel’e olan bakış açısını derinlemesine açıklamaya devam etti. “Köyler, sadece sayılardan ibaret değildir. Hassa’daki her köy, senin çocukluğunun, geçmişinin, acılarının ve neşelerinin bir yansımasıdır. Belki Hassa’da çok fazla köy vardır, ama gerçek olan şey, bu köylerin seni nasıl birleştirdiği ve köydeki insanlar, köydeki anılarla nasıl bağ kurduğundur. Belki de köy sayısı değil, köylerin arkasındaki yaşamlar seni gerçek anlamda tamamlar.”

Zeynel, Nehir’in sözleriyle bir şeyler fark etti. O ana kadar sadece sayılara, fiziksel yerlere odaklanmışken, aslında bu soru, çok daha derin bir anlam taşıyordu.

Erkeklerin Çözüm Odaklı, Stratejik Bakışı

Zeynel, Nehir’in söylediklerinden sonra duraksadı ve bir süre sessiz kaldı. Ancak, çözüm arayışındaki erkek bakış açısıyla yeniden konuşmaya başladı: “Anlıyorum, ama sonuçta bir sayıyı bilmek istiyorum. Hassa’daki köylerin sayısı nedir?” Nehir, biraz gülümsedi ve “Saymayı bırak, Zeynel. Her köy, bir hikaye anlatır. Eğer o köyde büyüdüysen, o köy senin için bir anlam taşır. Sayılar sadece rakamdır, ama anılar ve duygular sayılara sığmaz” dedi.

Zeynel, daha fazla sorgulamadan ve bu kez Nehir’in bakış açısını kabul ederek, anlamaya çalıştı. Ama yine de, bir köyü, bir hikayeyi çözüm odaklı düşünmek için kullanmaya devam ediyordu. Nehir’in empatik ve ilişkisel bakış açısına rağmen, Zeynel köy sayısının bir tür gerçekliği simgelediğini hissetti.

Zeynel, “Evet, haklısın. Ama belki de insan bazen her şeye bir sayı ile yaklaşmaya alışır. Çözüm arayışı bir çözüm olabilir. Fakat, çözümün de bazen anılarda, duygularda gizli olduğunu hatırlamalı,” diyerek biraz daha derinlemesine düşündü.

Birlikte İleriye Gitmek

Sonunda, Nehir ve Zeynel, köylerin sayısını, ilişkilerini ve geçmişlerini derinlemesine anlamış oldular. Zeynel, başlangıçta sadece “Hassa’da kaç köy var?” diye düşünürken, bu sorunun aslında onun geçmişindeki eksiklikleri, kayıpları ve ilişkilerinin tamamlanması ile ilgili bir sorgulama olduğunu fark etti. Nehir’in söyledikleriyle, geçmişin köyleri, onun bir parçasıydı ve sayılarla tanımlanamazdı.

Hassa’daki köy sayısını her zaman öğrenmek isteyen birinin, aslında ruhundaki kayıpları anlamaya çalıştığını, hayatındaki eksiklikleri tamamlamaya çalıştığını fark etti. Belki de her köy, bir insanın içsel dünyasındaki boşlukları tamamlamak için var oluyordu.

Sizin Düşünceniz?

Sizce bir köy, bir sayıdan mı ibaret olmalı? Yoksa her köy, insanın içsel dünyasında, geçmişinde ve hatıralarında birer parça mı taşıyor? Bu hikaye sizi nasıl hissettirdi? Yorumlar kısmında düşüncelerinizi paylaşarak, bu anlamlı tartışmaya katkıda bulunabilirsiniz.